UÇAN ARABALAR, IŞINLANAN insanlar ve zamanlar arasında yolculuk vadeden bilim kurgu filmlerine inat edercesine 2000’li yıllar bizi zor ekonomik krizler, salgın hastalıklar ve doğal afetler ile karşıladı. Kısa bir süre öncesine kadar gündemi teknolojik gelişmeler meşgul ederken, şimdilerde Covid19/Koronavirüs neredeyse tüm gündemi meşgul etmeye devam ediyor. Dünya üzerindeki siyasi çalkantılar ve istikrarsız idareciler, düşen petrol fiyatları, dünya borsalarındaki hızlı çöküşler ve dalgalanan kurlara karşı hızlıca artan kıymetli maden fiyatları, yaşanacak iktisadi krizleri sanki haber verircesine neredeyse bütün ülkeleri etkilemeye başlamışken dahi virüsü konuşmaya devam ediyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’nün 11 Mart’ta pandemi ilan etmesinin ardından içtimai ve iktisadi hayatta meydana gelen değişikliklerin vergisel etkilerinin ortaya çıkması kaçınılmazdı.
Ülkemizde, evden çıkmama yönünde uyarılar ile başlayan önlemler dizisi, evden çalışma, yurt dışında bulunan vatandaşlarımızın döndüklerinde önceden belirlenmiş noktalarda bir süre misafir edilmesi, ardından sosyal hayatımızın tam ortasındaki birçok işletmenin faaliyetlerinin geçici bir süre durdurulması, gıda satış noktalarının mesai saatlerinde yapılan düzenlemeler, seyahat kurallarının yeniden yapılandırılması ve kısa süreli sokağa çıkma yasakları ile devam ediyor.
Bu tedbirlerin hem içtimai hem de iktisadi hayatımızı derinden etkilememesi adına mücbir sebep hali ilan edildi. Mücbir sebep halini, hayatı etkileyen ve normal seyrinin dışına çıkması durumunda, vergi mükelleflerinin sorumluluklarını yerine getirirken nasıl davranması gerektiğini düzenleyen bir müessese olarak tanımlayabiliriz. Ayrıca mücbir sebep halini, Vergi Usul Kanunu (VUK) 13. maddesini incelediğimizde yasama organı tarafından öncesinde alınmış bir tedbir olarak karşımıza çıktığını görebiliriz.
Bu hal, hepimize bir takım yeni sorumluluklar yüklerken diğer taraftan bu yeni sorumlulukların nasıl ifa edileceğini de düzenlemektedir. Bu yeni sorumluluklar ve düzenlemelerin tüm vergi mükelleflerini kapsamadığını, kimlerin bu hal kapsamında olduğunu açıklanan tebliğlerden ve elektronik ortamda yapılan düzenlemelerden tespit etmek mümkündür.
Mücbir sebep hali elbette iktisadi hayatın sadece vergi/kamu maliyesi noktasında düzenlemeler içermemektedir. İktisadi hayatın belkemiği ticari işletmeler ve çalışanları hakkında da bir takım yeni düzenlemeler ve sorumluluklar getirmiştir. Bu düzenlemeler çerçevesinde bazılarına kısaca değinmek faydalı olacaktır:
a. 4447 sayılı İşsizlik Kanunu’nun Ek-2. maddesi kapsamındaki kısa çalışma ödeneği müessesesinden faydalanma koşulları hafifletilerek tüm işverenlerin başvurusuna açıldı
b. 7244 sayılı torba yasa ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2. bendindeki sebepler ve çalışanın istifası haricinde işten çıkarmalar 17.04.2020 tarihi itibari ile üç ay yasaklandı.
c. İşverenlere salgın hastalık kapsamında çalışanlarını ücretsiz izine çıkarma hakkı ve izine çıkarılan personele günlük 39,24 TL nakdi ücret desteği getirildi.
d. Hazine taşınmazları için ödenmesi gereken bedeller, ecrimisil ödemeleri, turizm tesisi maksadı ile kiralanan orman arazileri ve milli parklara ilişkin kira bedellerinin ödeme süresi üç ay ertelendi.
e. Dernek ve kooperatiflerin genel kurulları 31.07.2020’ye kadar ertelendi.
f. Faaliyetlerini durduran veya genelgeler ile durdurulan işletmelerin ilan ve reklam vergileri ile çevre temizlik vergilerinin, faaliyetlerin durduğu süreye isabet eden kısmı tahsil edilmeyecektir.
Bilindiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu´nda anonim ve limited şirketlerde olağan genel kurul toplantılarının her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içerisinde yapılması öngörülmektedir. Faaliyet döneminin genellikle takvim yılı sayıldığı ülkemizde şirketlerin genel kurul toplantılarını mart ayı sonuna kadar gerçekleştirmesi gerekir. Ancak salgın sebebi ile genel kurullarını yapamayacak olan şirketler için “Elektronik Genel Kurul Sistemi”nde yeniden düzenleme yapılmış, şirketlerin karar süreçlerini etkileyecek bu önemli meselede mesafe kat edilmiştir. Yukarıda bir kısmına yer verdiğimiz düzenlemelerin içerisinde bir madde sermaye şirketlerimizi çok daha fazla yakından ilgilendiriyor. Sermaye şirketlerinin geçmiş yıllara ait kar ve serbest yedek akçeleri ile 2019 yılına ait net dönem karları hakkında düzenleme yapılmıştır. Düzenlemeye göre geçmiş yıllara ait kar ve serbest yedek akçeler 30.09.2020 tarihine kadar dağıtıma konu edilmeyecektir. Yine 30.09.2020 tarihine kadar 2019 yılı net dönem karının %25’ine kadar olan kısmının dağıtımına müsaade edilmiş, dağıtım kararı şirket genel kurullarına bırakılmıştır. Böylece 30.09.2020 tarihine kadar şirketlerden nakit çıkışının önüne geçilmiştir. Bu düzenleme her ne kadar geçici gibi gözükse de ağırlaşan ekonomik şartlar altında önümüzdeki günlerde birçok şirketin finansman ihtiyacı için çözüm olabilir. Güzel günlerde tekrar görüşmek dileği ile.