YABANCILARIN ÇALIŞMA İZNİ

*Bu çalışma yabancıların çalışma izni ve düzenlemelere ilişkin bilgi vermektedir.

Türkiye; komşu ülkelere nazaran siyasi istikrarı, ekonomik bağımsızlığı, istihdam olanakları ve coğrafi konumu sebebiyle gelişen ve değişen koşullar ile birlikte göç politikası açısından hedef ülke haline gelmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan araştırmaya göre Türkiye’de ikamet eden yabancı uyruklu kişi sayısı 1 milyon 211 bin 34 ‘e ulaştığı açıklandı.  Bu sayının 919 bin 61 ‘lik kısmı Türkiye’ de oturma ve çalışma iznine sahiptir. 2019 yılında Türkiye’de ikamet eden yabancı sayısı 1 milyon 211 BİN 34 iken bu rakam 2018 yılında 856 bin 470, 2017 yılında da 593 bin 151 olarak kayıtlara geçti. Bu sayının yıllara göre artmasının sebepleri olarak Türkiye’nin jeopolitik konumu ve komşu ülkelerinde meydana gelen savaşlar, iç karışıklıklar, ekonomik krizler gösterilmektedir.

 GÖÇ ORTAMI VE YABANCI TANIMI

Yabancıların Çalışma izni Türkiye için, alınan göçün nitelikli olması ve istihdama kaynak sağlayabilmesi toplumsal düzen açısından önemlidir. Çalışmamızda Göç hareketlerinin doğurduğu, göç politikası sonucunda herhangi bir sebeple yabancı kişilerin Türkiye´ye geldikten sonra hangi işlemleri yapması gerekir, hangi aşamalardan sonra çalışma iznine sahip olabilir, çalışma iznine sahip olanların oturma izni almasına gerek var mıdır, sorunlarının üzerinde duracağız.

KANUNDA YABANCI KİMDİR?

İlk olarak yabancı ne demektedir? Yabancı; bir devletin ülkesinde bulunan ve o devletin vatandaşı olmayan gerçek kişilerdir.  Yabancı, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun (YYUK) 3. Maddesinde ‘’Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişidir” şeklinde tanımlanmıştır. Yabancıların kim olduğu tespit edilirken bunları kategorize ederek incelemek gerekmektedir. Türk kanunlarına göre; başka ülke vatandaşları, vatansızlar, göçmenler, mülteciler, ikincil korumadan yararlananlar ve azınlıklar yabancı olarak ele alınır, bunların yanında geçici koruma adı altında adlandırılmış bir kesim de vardır.

DETAYLI YABANCI TANIMLARI

Vatansızlar; herhangi bir devletin muhafazasında olmayanlardır.   Göçmenler; çeşitli nedenlerle bulundukları ülkeyi terk ederek yerleşmek amacıyla başka bir ülkeye giden kişidir. Azınlıklar; bir ülkede yaşayan ve birbirlerine ırk, din, dil, kültür bağları ile bağlı olan gruplardır. Mülteciler; vatandaşı olduğu memlekette gerçekleşen siyasi, ekonomik vb. olaylar sebebiyle bu ülkeyi iradesiyle veya zorla terk etmiş ve yeni bir devletin vatandaşlığına geçmemiş kimselerdir.

Çalışma hakkı T.C. Anayasası

Peki, Türkiye de ikamet eden yabancı kişilerin Türkiye de hangi şartlar ile çalışma iznine sahip olduğunu veya çalışma hakkının ne olduğunu, neleri kapsadığını biliyor musunuz? Çalışma hakkı T.C. Anayasası’nda birkaç şekilde ele alınmıştır; “Herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir.’’ ‘’Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.’’ “Çalışmak herkesin hakkı ve ödevidir.’’ Bu kanun hükümleriyle yabancıya ve vatandaşa eşit haklar tanınmaktadır fakat yabancıların çalışma hayatına katılımı, ülke vatandaşlarına göre sınırlı sektörlere indirgenebilir.

KANUNA GÖRE ÇALIŞMA İZİNLERİ

Yabancıların çalışma izni ve hakkı iç hukukta ele aldığımız gibi sözleşmelerin getirdiği hak ve yükümlülükler açısından da ele almamız gerekir. Bilindiği gibi T.C. Anayasası´nın 16.maddesinde temel hakların milletlerarası hukuka uygun olarak kanun yolu ile sınırlandırılması kabul edilmiştir. Anayasa´da düzenlenen herkesi kapsayan bu çalışma hakkı; Yabancıların İkamet Ve Seyahatleri Hakkındaki Kanunun 15.maddesiyle sınırlandırılarak ‘’Yabancılar Türkiye’de ancak kanunun kendilerine men etmediği işleri tutabilirler’’ şeklinde açıklanmıştır. Aynı kanunun 7.maddesinde ise  “Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan yabancılara ikamet teskeresi verilmez…” denilmiştir. Yabancıların yasaklandığı birtakım işler vardır. Bunlar 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu 6. Maddesinde de sıralanmıştır. Bunların yanında yabancı gerçek kişilerin kimler olabileceğini yukarıda gördük, peki bu yabancıların çalışma izinleri de farklılık gösterecek mi?

ÇALIŞMA İZNİ VE İŞ GÜCÜ KANUNU

Vatansızlar için ilk olarak Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından kişinin vatansız olup olmadığının tespiti yapılacaktır ve vatansız kişiye kimlik belgesi verilecektir. Bu kimlik belgesi ile vatansız kişiler ikamet izninden ( 2 yılda bir düzenlenmek şartıyla ) muaf olacaklardır. Vatansız kişilerin çalışma izni Uluslararası İş Gücü Kanunu’na tabiidir. UİK madde 16/1-f bendinde vatansızların istisnai olarak çalışma izni verileceği düzenlenmiştir.,

GEÇİCİ KİMLİK BELGELERİ VE ÇALIŞMA İZNİ

Mülteciler; günümüzde yanlış benimsenmiş bir kavramdır. İç savaş dolasıyla dünyanın birçok yerine dağılan ve İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı veriler doğrultusunda ise bahsi geçen Suriyeli göçmenlerin yaklaşık 3 milyon 614 bini Türkiye’de yaşamaktadır. Genel olarak Suriyelilere mülteci sıfatı verilmiş olsa da hukuken mülteciler; Avrupa ülkelerinde meydana gelen ve zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için kendi ülkesini terk eden kişiye verilen statüdür. Bu statüye sahip kişilere de uluslararası koruma statüsü sahibi kimlik belgesi verilmektedir,  bu belge hem ikamet izni yerine geçmekte hem de çalışma izni belgesi yerine geçmektedir.

ŞARTLI MÜLTECİ KAVRAMI NEDİR?

Avrupa ülkeleri dışında meydana gelen olaylar sebebiyle; ırk, din, dil, belli bir gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkeden ayrılmak zorunda kalan veya ayrıldığı ülkeye geri dönemeyecek olan kişilere de şartlı mülteci statüsü verilmektedir. Bu kişilerin, güvenli 3.ülkelere yerleştirilene kadar Türkiye’de kalmasına izin verilir ve kendilerine uluslararası koruma kimlik belgesi verilir, bu kimlik belgesi sadece ikamet izni yerine geçmektedir, çalışma izni yerine geçmemektedir. Şartlı mültecilerin çalışma izni alması için UİK Madde 16 kapsamında istisnai olarak çalışma izni almak için başvuruda bulunması gerekmektedir.

ULUSLARARASI KORUMA STATÜSÜ

Türkiye’ye gelmiş yabancı gerçek kişiler, kural olarak çalışma izni veya çalışma muafiyeti olmadan veya taraflar arası anlaşmalarla muafiyet durumu söz konusu olmadan çalışamazlar. Çalışma hakkı, istinasız herkese tanınması gereken temel insan haklarından birisidir. Bir insanın yaşam hakkıdır ve her insanın yaşamını idame ettirebilmesi için çalışma hakkına sahip olması gerekmektedir. Türkiye birçok yabancının ikamet ettiği bir ülke durumundadır ve her devlet gibi Türkiye’de vatandaşları dışında yabancılarında çalışma hakkının sınırlarını içeren hukuki düzenlemeler yapmıştır. Bu konuda en temel kaynağımız Uluslararası İş Gücü Kanunu’dur. Her şeyden önce bazı tanımların üzerinde durmamız gerekir. Çalışma izni nedir? Çalışma izni Bakanlıkça resmi bir belge şeklinde düzenlenen ve geçerlilik süresi içerisinde yabancıya çalışma ve ikamet izni veren belge niteliğindedir. Çalışma izni bağımlı ve bağımsız çalışma izni olarak da ayrılmaktadır; bağımsız çalışma yabancının kendi nam ve hesabına çalışmasıdır, bağımlı çalışma ise yabancının bir başkasının nam hesabına iş görmesidir.

ÇALIŞMA İZNİ BAŞVURU VE PROSEDÜRLERİ

Çalışma izni başvuruları ilk olarak yurt içinden yapılacaksa doğrudan Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, yurtdışında yapılacaksa bulunduğu ülkedeki Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçilikleri veya Başkonsolosluklarına yapılmalıdır. Türkiye’ye çalışmak için gelen yabancının, hangi iş kolunda çalışmak istediğini bildiren müracaatı üzerinde içişleri bakanlığında bildirilir. Çalışma izni başvuruları uluslararası iş gücü politikasına göre değerlendirilmektedir ve bakanlıkça gerek görülen hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri de alınmaktadır. Yapılan başvurular bakanlık tarafından 30 günlük süre içerisinde olumlu veya olumsuz şeklinde sonuçlandırılır. Çalışma izni verme idarenin takdirinde bir yetkidir, Fakat UİK’nın 9.maddesinde sayılı sebeplerin varlığı halinde tüm şartlar sağlansa dahi idare çalışma izni vermeyebilir.

ÇALIŞMA İZNİ TÜRLERİ NELERDİR?

 

Kanunumuzda ve yönetmeliklerde düzenlenen beş tür çalışma izni bulunmaktadır. Bunlar; süreli çalışma izni, süresiz çalışma izni, bağımsız çalışma izni, turkuaz karlılara ilişkin düzenleme, istisnai çalışma iznidir.

Çalışma izni muafiyet belgesi

 Kural olarak Türkiye ‘de ikamet edenler çalışma hakkına sahip değildir fakat istisnai olarak mülteciler ve ikincil koruma statüsü sahibi yabancı kişiler ikamet iznine sahip olması durumunda çalışma hakkını da elde edecektir. Mülteci ve ikincil koruma statüsü kişilere; doğrudan çalışma ve ikamet izni sağlamaktadır. Bu kişilerin de çalışma izninden muaf olduğunu Bakanlığa bildirmesi zorunludur, Bakanlık gerekli değerlendirmeleri yaptıktan sonra çalışma izni muafiyet belgesi verecektir. Uluslararası Koruma Kanunu’nda tanımlanan mülteci ve ikincil koruma statüsünden yararlanan kişiler haricinde ikamet izni çalışma izni hakkını vermemektedir. Uluslararası koruma talebinde bulunanlar ve şartlı mülteciler başvuru tarihinden;  geçici koruma sağlanan yabancılar ise geçici koruma kimlik belgesinin düzenlendiği tarihten itibaren 6 ay sonra çalışma izni almak için başvurması gerekmektedir. Çalışma izni ve çalışma izni muafiyeti sürenin sona ermesiyle veya bakanlık tarafından iptal edilmesiyle sona erer. İUK 15.maddesinde sayılı hallerin gerçekleşmesi durumunda çalışma izni veya muafiyeti bakanlıkça iptal edilir.

SURİYELİLER VE KORUMA STATÜSÜ

  • yabancıların çalışma izni

Suriyeliler için oluşturulmuş geçici koruma statüsü daha kapsamlı haklar tanımaktadır. Geçici koruma statüsü sahipleri çalışma izinlerini istisnai olarak almaktadır. Suriye’den gelenler geçici koruma kimlik belgesini aldıktan 6 ay sonra çalışma izni de alabilirler. Bu konuda iki temel yönetmelik mevcuttur. Bunlar; Geçici Koruma Çalışma İznine İlişkin Yönetmelik ve Uluslararası Koruma Başvuru Sahiplerine İlişkin Yönetmelik’tir. Bu konuda en önemli nokta kota konusudur. Bir işyerinde en fazla %10’luk geçici koruma statüsüne sahip işçi çalışabilmektedir. Geçici koruma statüsü, İçişleri Bakanlığı’nın teklifi ile Bakanlar Kurulu’nun kararıyla olur ve süreli olarak verilir. Bu statü sahibi kişiler; sağlık, eğitim,  vb. gibi temel insan haklarından aynen yararlanırlar ve Türkçe bilme zorunlulukları yoktur. Kimlerin geçici koruma statüsüne sahip olacağında dair Geçici Koruma Yönetmeliği çıkarılmıştır, yönetmeliğin 8.maddesinde kimlerin geçici koruma altına alınmayacağı sayılmıştır.

YABANCI ÜLKE VATANDAŞLARI

  • yabancıların çalışma izni

Uluslararası koruma kapsamına girmeyen yabancılar çalışma ve ikamet izinlerini nasıl alacak, onlar nasıl bir yol izleyecek? Göç idaresinin Yabancılar Ve Uluslararası Koruma Kanununun 19. maddesinin 1. fıkrasında; Türkiye’de, vizenin veya vize muafiyetinin tanıdığı süreden ya da doksan günden fazla kalacak yabancıların ikamet izni almasının zorunlu olduğu, ikamet izninin, altı ay içinde kullanılmaya başlanmadığında ise geçerliliğini kaybedeceği ifade edilmiştir. Türkiye’ye gelen yabancılar; ikamet izni başvurularını yasal olarak vatandaşı olduğu ülkedeki Türk Konsolosluğu’na yapmalılardır. İkamet izni başvuru yapacak yabancılarda; talep ettikleri ikamet izni süresinden altmış gün daha uzun süreli pasaport ya da pasaport yerine geçen belgeye sahip olmaları şartı aranır. Yapılan başvurular konsolosluklar tarafından genel müdürlüğe iletilir, Genel Müdürlük, gerekli gördüğünde ilgili kurumların görüşlerini de alarak başvuruları sonuçlandırdıktan sonra, ikamet izninin düzenlenmesi ya da başvurunun reddedilmesi için konsolosluğa bilgi verir, başvurular en geç       90 gün içerisinde sonuçlandırılır.   YUKK madde 21/7 de ise ikamet izni başvuruları yetkili aracı kurum tarafından da yapılabileceği düzenlenmiştir. Aynı zamanda aynı kanunun 22.maddesinde istisnai olarak Türkiye içinde valiliklere de yapılabileceği haller düzenlenmiştir.

Türkiye’de bağımlı veya bağımsız çalışma

Ayrıca; 27.2.2003 tarihli ve 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun 10’uncu maddesine istinaden verilen Çalışma İzni Muafiyet Teyit Belgesi, ikamet izni de sağlamaktadır. Peki, uluslararası korumadan faydalanmayan yabancıların çalışma izni alabilmesi için izlemesi gereken yol nedir? Yukarıda değindiğimiz gibi; yabancıların Türkiye’de bağımlı veya bağımsız çalışmaya başlamadan önce izin almaları gerekir. Yukarıda ifade edildiği gibi uluslararası arası korumadan yararlanmayan yabancılar çalışma izni alırken; süreli, süresiz, bağımsız,  bağımlı olarak türlerine göre çalışma izni alabilmektedirler.

Ülke Menfaatlerinin Gerekli Kıldığı;
  • yabancıların çalışma izni

Yabancılar, ilk çalışma izni başvurularını bulundukları ülkelerdeki Türkiye Cumhuriyeti Konsolosluğu’na yapmalılardır. Konsolosluk, bu başvuruları doğrudan Bakanlığa iletir. Bakanlık, ilgili mercilerin görüşlerini alarak başvuruları değerlendirir; durumu uygun görülen yabancılara çalışma izni verir. Yabancılar, konsolosluklardan almış oldukları çalışma izinlerinde belirtilen süre kadar Türkiye’de kalıp çalışabilir.  Usulüne uygun olarak yapılan başvurular, belgelerin tam ve eksiksiz olması kaydıyla Bakanlık tarafından en geç otuz gün içinde sonuçlandırılır. İstisnai olarak Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun’un 4.maddesinde ifade edildiği üzere; “Ülke menfaatlerinin gerekli kıldığı hallerde veya mücbir nedenlere bağlı olarak, çalışmaya başlamadan önce ilgili makama bilgi vermek koşuluyla, çalışma süresi bir ayı geçmemek ve Bakanlık onayı alınmak suretiyle çalışma izni işe başladıktan sonra da verilebilir.”

 Stj. Av. Kevser Paslı

 

 

tr_TRTurkish